Cinsel işlev bozukluğu ve doğurganlık
- Op. Dr. Burçin Demirel
- 17 Şub
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Mar

Cinsel işlev bozukluğu, bir kişinin cinsel isteğinde, uyarılmasında, orgazmında ya da boşalmasında ortaya çıkan, erkeklerin %30'unu ve kadınların %40'ını etkileyen yaygın bir sağlık problemidir. Bu oranlar kısırlıkla uğraşan çiftler için daha da fazla olabilir. Genellikle, insanlar cinsel sorunları görmezden gelir, sorunların kendiliğinden geçeceğini veya uzun vadeli etkileri olmayacağını umarlar gerçekten de bazı cinsel sorunlar kısırlık tedavisinin baskıları sona erdiğinde ortadan kalkabilir. Bazı sorunlar ise tedaviler sona erdikten veya çift ebeveyn olduktan sonra bile devam edebilir hatta kötüleşebilir.
Kısırlık sorunu yaşayan çiftlerde cinsel işlev bozuklukları neden daha sık görülüyor?
Kısırlık tedavileri genellikle duygusal, fiziksel ve finansal stres yaratan tedavilerdir. Tedavilerin birçoğu fiziksel olarak invaziv prosedürler gerektirir. Bunlar bir kişinin cinsel benlik imajını, arzusunu ve performansını etkileyebilir. Birçok çift için sevişmek duygusal ifadelerinin de bir yolu olduğundan cinsel yaşamlarındaki başarısızlık, hayal kırıklığı, öfke ve kızgınlıkla ilişkilendirildiğinde duygularını göstermenin bu yolunu kaybedebilirler.
Kısırlık tedavi planları nedeniyle performans gösterme ve seks yapma (ya da seksten uzak durma) baskısı çiftleri birbirinden uzaklaştırabilir. Doğurganlık girişimleri seksi daha az spontane ve daha az keyifli hale getirebilir. Çiftler genellikle bebek yapmaya odaklandıkça zevk için sevişmeyi bırakır. Bu sorunlar doğurganlık yolculuğu devam ettikçe daha da kötüleşebilir.
Cinsel işlev bozukluğunun fiziksel sonuçları nelerdir?
Cinsel ilişkiye müdahale eden ve gebe kalmayı engelleyen cinsel sorunlar çiftler üzerinde derin etkilere sahip olabilir. Cinsel tepkinin herhangi bir aşamasındaki (istek, uyarılma, orgazm, boşalma) sorunlar ve ağrı bozuklukları kısırlığa katkıda bulunabilir. Seks yapmak istememe (libido azalması), ereksiyon olamaması veya ereksiyonu sürdürememe (erektil disfonksiyon), meniyi boşaltma sorunları (erken veya gecikmiş boşalma) ve cinsel ilişkiyi engelleyen vajinal kas gerginliği (vajinismus) kısırlığa neden olabilir
Cinsel işlev bozukluğunun duygusal boyutu nedir?
Birçok çiftin cinsel performansları kaygıdan, kapsamlı ve invazif testlerden, planlı/talep üzerine seks yapma baskısından etkilenir. Ayrıca yaşamın böyle kişisel bir yönünün kontrolünü bir doktora devretme duygusu da cinsel performansı etkileyebilir. Kısırlık devam ettikçe, cinsellik ve doğurganlık arasındaki duygusal bağ nedeniyle cinsel yetersizlik ve depresyon duyguları ortaya çıkabilir ve tedavisi gören birçok çift doğurgan olmayan zamanlarda cinsel birleşmeden kaçınmaya, bebek yapmak için olmayan cinsel aktivitelerden zevk alamamaya başlayıp cinsel ilişkiyi umursamayabilirler. Bu, genel olarak sevgi kaybına yol açabilir ve çiftler gerginlik veya kopukluk görülebilir.
Bu sorunların tedavisi var mı?
Bu sorunlardan nasıl etkilendiklerine bağlı olarak, bazı çiftlerin cinsel işlev bozukluğu için tıbbi ve psikoljik yardım almaları gerekebilir. Cinsel terapi ve ilaçlar genellikle fiziksel ve duygusal sorunlar için en iyi tedavi yaklaşımlarıdır. Tedavideki en önemli faktör, çiftin yardım istemeye istekli olmasıdır.
Cinsel performans ve cinselliğe bakışınızı iyileştirmenize yardımcı olacak öneriler:
Sadece ebeveyn adayı olarak değil çift olarak ilişkinize odaklanın.
Seks hakkında konuşun
Partner olarak cinsel zorluklarınızla yüzleşin.
Seks yakınlaşmayı teşvik eder, devam edin
Bebek yapmaya değil, sevişmeye zaman ayırın.
Özellikle doğurganlık dönemi dışında, eğlenceli, zevkli ve ilgi çekici cinsel aktiviteler planlayın.
Sadece ikinizin olduğu vakitler yaratın
Birlikte keyif aldığınız aktivitelere ve ilgi alanlarınıza zaman ayırın.
Kısırlığın tek yaptığınız veya konuştuğunuz konu olmasına izin vermeyin
Doğurganlığınızın sizi tanımlamadığını bilin
Bu dönemde cinsel zorlukların yaşanmasının normal olduğunu bilin
Yardım isteyin ve yalnız olmadığınızı bilin