top of page

Riskli Gebelikler/Komplikasyonlar

Erken doÄŸum

Teorik olarak erken doÄŸum 37. Gebelik haftasından önce doÄŸumun gerçekleÅŸmesidir. DoÄŸum aÄŸrılarının ve eÅŸlik eden rahim aÄŸzı geniÅŸlemesinin baÅŸlaması ise erken doÄŸum tehdidi olarak adlandırılır Gebeliklerin yaklaşık %10’unda erken doÄŸum görülebilir.

 

BebeÄŸiniz rahminiz içerisinde ne kadar çok kalırsa saÄŸlıklı geliÅŸme ve doÄŸum sonrası saÄŸlıklı büyüme ÅŸansı o kadar artar. Erken doÄŸan bebeklerde beyin ve diÄŸer nörolojik sorunların ortaya çıkma ÅŸansı artmıştır. Beraberinde solunum ve sindirim sıkıntıları olabilir. DoÄŸum sonrası geliÅŸmede gecikme ve okulda öÄŸrenme problemler ide erken doÄŸan bebeklerde daha sık görülmektedir.

 

24. haftadan önce doÄŸan bebeklerin yaÅŸam ÅŸansı çok azdır. Buna karşılık 32. Gebelik haftasından sonra gerçekleÅŸen erken doÄŸumlarda yaÅŸam ÅŸansı ve uzun dönem komplikasyon görülme sansı oldukça artmıştır.

 

ÇoÄŸul gebeliÄŸi olan kadınlar, daha önce erken doÄŸum yapmış olan ve rahim ya da rahim aÄŸzı yapısal bozukluÄŸu olan kadınlar risk grubu oluÅŸturmaktadır.

 

Tıbbi nedenlerden dolayı da erken doğum riski artabilir.Bu riski oluşturan durumlar arasında;

​

  • Tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonları

  • Vajinal ve cinsel yolla bulaÅŸan enfeksiyonlar

  • Gebelik sırasında görülen ve vucut sıcaklığını 38 C’nin üzerine çıkaran enfeksiyonlar

  • 20 gebelik haftası sonrasında görülen ve nedeni bilinmeyen kanamalar

  • Yüksek tansiyon, böbrek hastalıkları ya da diyabet gibi kronik hastalıklar

  • Birden fala 1. Trimestr düÅŸüÄŸü ya da bir ya da daha fazla 2. Trimestr düÅŸüÄŸü

  • Gebelikte yetersiz ya da aşırı kilo alımı

  • Trombfili gibi pıhtılaÅŸma bozuklukları

  • Gebelikler arasının çok kısa olması (6-9 ay) sayılabilir.

 

YaÅŸam ÅŸekli de erken doÄŸum için risk oluÅŸturmaktadır:

 

  • Yetersiz doÄŸum öncesi bakım

  • Sigara

  • Alkol

  • UyuÅŸturcu madde kullanımı,

  • DüÅŸük sosyoekonomik düzey

  • Fazla stresli yaÅŸam

  • Uzun süre ayakta kalınan yorucu iÅŸ hayatı... erken doÄŸum için diÄŸer risk faktörleridir.

 

Erken doÄŸum belirtileri

 

Belirtiler erken fark edilip zamanında tedaviye baÅŸlanırsa doÄŸum aÄŸrılarının durdurulması, durdurulamasa bile en azından bebeÄŸin akciÄŸer geliÅŸimin hızlandıracak ilaçların uygulanıp etkinliÄŸinin baÅŸlaması için yeteri kadar zaman kazanılabilir.

Bu nedenle erken doğum belirtilerin iyi bilmek ve olduğunda kısa zamanda doktorunuza bildirmek son derece yararlıdır.

 

  • Rahimde 1 saat içinde 4-5 ya da daha fazla kasılma olması

  • Vajenden suların gelmesi

  • Karnın alt kısmında gelip giden ya da sürekli olan menstrüel tarzda kramplar

  • Sürekli ya da gelip giden bel aÄŸrısı

  • Pelvik alanda baskı hissi

  • Vajinal akıntıda deÄŸiÅŸiklik ya da artış.

​

Uterus(rahim) kasıldıkça karnınızda bir sertleÅŸme hissedersiniz, rahim toplanıyor diye tarif edilen bu kasılma geçince karnınız tekrar yumuÅŸar. Gebelik sırasında düzensiz olarak bir çok gez bu kasılmalar olur ve aÄŸrısızdır. Braxton-hicks kasılmaları olarak isimlendirdiÄŸimiz bu kasılmalar düzensiz karakterli olduklarından rahim aÄŸzının (serviks) açılmasına neden olmaz. Ancak bu kasılmalar düzenli bir hal alır, 10 dk. ve daha sık aralıklarla gelmeye baÅŸlarsa erken doÄŸum aÄŸrıları olabilir ve rahim aÄŸzını açabilir. Mutlak hekiminize baÅŸvurun.

Bu kasılmasları hissetmek ya da deÄŸerlendirmek için sırtüstü uzanın ve parmak uçlarınızı rahmin üzerine koyun , sert ya da yumuÅŸaklığını deÄŸerlendirin. Palpasyon denilen bu teknikle rahimin tamamının sertleÅŸtiÄŸini ve gevÅŸediÄŸini hissedebilirsiniz.

 

Erken doÄŸumu düÅŸündürecek bu belirtilerle karşılaÅŸtığınızda :

 

  • Yaptığınız iÅŸi bırakın,

  • Sol ya da sağınıza yan yatın, birkaç bardak su için

  • Palpasyonla kasılmalarınızın 1 saat içindeki sıklığını ve kasılmaların süresini hesaplamaya çalışın

  • Åžikayetleriniz artıyor ise daha fazla vakit kaybetmeden erken doÄŸum için endiÅŸeli olduÄŸunuzu doktorunuza haber verin. Erken doÄŸumun gerçek tanısı rahim aÄŸzı muayenesi ve beraberinde yapılacak tokografi (aÄŸrının monitorize edilmesi) ile mümkün olacaktır.

 

Gerçek bir erken doÄŸum tehdidi tanısı konulursa hastaneye yatmanız ve damar yoluyla ya da ağızdan verilecek ilaçlarla tedaviye ihtiyacınız olacaktır. Doktorunuzun tavsiyelerine uyun ve gerekli tedavinin yapılmasına izin verin. Bazen birkaç saat bile doÄŸumu geciktirmek bebeÄŸinizin yaÅŸama baÄŸlanması konusunda çok büyük yarar saÄŸlamaktadır.

 

 

Erken membran rüptürü (suların erken gelmesi-EMR-PROM)

 

Erken membran rüptürü gebelikte karşılaşılacak en can sıkıcı konulardan bir tanesidir. Özellikle gebelik haftasının küçük olduÄŸu zamanlarda meydan gelirse prematürite, perinatal enfeksiyonlar, suların azalmasına baÄŸlı göbek kordonu ve akciÄŸere baskı gibi bir çok problemi de beraberinde getirebilecektir.

 

BebeÄŸiniz rahim içerisinde amnion kesesi denilen zarla çevrelenmiÅŸ sıvı içerisinde büyümektedir. Amnion sıvısı adı verilen bu ortam bebeÄŸin dış dünyadan gelecek travmalardan korunmasına, kolay hareket etmesine, solunum ve sindirim sisteminin geliÅŸmesine, ısı kontrolünün saÄŸlanmasına, bebeÄŸe besin ve oksijen ulaÅŸtıran göbek kordonunun baskı altında kalmamasına yardım etmektedir. Çevreleyen amnion zarı ise bebeÄŸin dış ortamdan gelecek enfeksiyon etkenlerine maruz kalmasını engeller.

 

Erken membran rüptürü (EMR-PROM), 37 gebelik haftasından sonra ancak henüz doÄŸum eylemi baÅŸlamadan amnion kesesinin açılmasını ve suların gelmesini ifade eder. Membran rüptürü 24-37. Haftalar içinde gerçekleÅŸirse buna prematür erken membran rüptürü adı verilir. EMR gebeliklerin %10 unuda görülürken prematür EMR( PPROM) ise %3 gibi bir oranda görülür.

 

EMR için risk faktörleri

​

  • Amnion kesesi enfeksiyonları

  • Vajen ve idrar yolu enfeksiyonları

  • Annede beslenme bozuklukları, düÅŸük sosyo-ekonomik düzey

  • Sigara kullanımı

  • Servikal yetmezlik

  • ÇoÄŸul gebelik, polihidramnios gibi rahimin ve kesenin aşırı gerildiÄŸi durumlar

  • Amniosentez, serklaj uygulamaları

  • Daha önce EMR hikayesi

 

Anne adayı suların geldiğini, vajenden dışarı sızan genelde bacaklara doğru inen sıvı gelmesi şeklinde tanımlar. Bazen fazla miktarda olabileceği gibi aralıklarla ve az miktarda da olabilir.

 

EMR olgularının büyük kısmında 24 saat içerisinde doÄŸum baÅŸlamaktadır.

 

Prematür EMR olgularının %50-60’ının tedaviye raÄŸmen 1 hafta içinde doÄŸumla sonlandığı, %15’inde amniom kesesi enfeksiyonu, %4-10’unda ise dekolman plasenta geliÅŸtiÄŸi bilinmektedir. Özellikle prematür EMR durumunda, erken doÄŸum, respratuar distres sendromu adı verilen solunum problemleri, yenidoÄŸan enfeksiyonları, beyin içerisinde ventriküllerde kanama, sepsis gibi olumsuz sonuçlar doÄŸurabilmektedir.

 

Tedavide EMR nin geliÅŸtiÄŸi dönem çok önemlidir.

​

36. haftadan sonra EMR olursa, rahim aÄŸzında açıklık varsa amnion zarı enfeksiyonu mevcutsa, grup B streptekok varlığı (+) ise bebek stres altında ise, IUGR varsa doÄŸum eylemi beklenmeden doÄŸum doÄŸum indüklenmeli ve bir an önce doÄŸum gerçekleÅŸtirilmelidir. Bunların dışında, 12-24 saat doÄŸum eylemine girmesi için beklenebilir. Bu süre uzarsa indüksiyon yapılarak doÄŸum baÅŸlatılmalıdır.

 

34-36 haftalar arasında da yukarıdaki tedavi protokolü izlenebilir.

 

32-34 haftalar arasında akciÄŸer geliÅŸimi için antibiyotik profilaksisini takiben kortikosteroid yapılması ve bu konuda tam görüÅŸ birliÄŸi olmasa da doÄŸum eylemini en az akciÄŸer geliÅŸimi için yapılan kortikosteroidin etki göstermesi için 24-48 saat süreyle baskılamak gerekmektedir.

 

32 haftadan önce EMR geliÅŸen olgularda ise, yatak istirahati, antibiyotik tedavisi ve kortikosteroid uygulamasından sonra gebelik süresinin mümkün olduÄŸu kadar devamı beklenir. Enfeksiyon, dekolman, fetel distres, göbek kordonu gibi durumlar geliÅŸmedikçe takip edilmeli ancak bunlar geliÅŸtiÄŸnde hemen doÄŸum planlanmalıdır

 

Servikal yetmezlik

 

Gebelik sırasında bebek büyüyüp geliÅŸtikçe rahim aÄŸzı üzerine baskı uygular. Bu durumda rahim aÄŸzının büyüyen gebeliÄŸi taşımayacak kadar güçsüz olması ve sıklıkla 18-22 haftalar arasında yani ikinci trmestrsde aÄŸrısız olarak açılıp gebelik kayıplarına neden olabilir. Bu duruma servikal yetmezlik adı verilmektedir. Genellikle ikinci trimestrde aÄŸrısız gebelik kayıpları yaÅŸayan hastalarda geriye dönük hikaye ile tanısı konulur.

 

Servikal yetmezlik, genellikle; önceden rahim aÄŸzı ile ilgil operasyon geçirenlerde, önceki doÄŸumları sırasında servikal hasar oluÅŸanlarda, doÄŸumsal olarak rahim ve / veya rahim aÄŸzı bozuklukları olanlarda, fazla miktarda gebelik kaybı ya da isteÄŸe baÄŸlı gebelik sonraaı dilatasyon küretaj yapılanlarda görülmektedir. Gebelikleri %1-2 sinde rastlanan bu durumda % 25 gebelik ikinci trimestrde kaybedilir.

 

 

Tedavisinde 14-16 haftalarda çeÅŸitli teknikler kullanılarak rahim aÄŸzının mekanik olarak kapatılması yani serklaj ile saÄŸlanır. Serklaj 36-38. Gebelik haftasına kadar yerinde tutulur ve zamanı geldiÄŸinde çıkartılır. Serklajın çıkartılması doÄŸumu tetklemz. Suyu gelen ve 4 cm den fazl açılması olan gebelere serklaj uygulanmaz. Serklaj sonrası nadir de olsa rahmin veya idrar torbasının rüptürü (delinmesi), rahim aÄŸzının hasarlanması, su kesesinin açılması, enfeksiyon, erken doÄŸum aÄŸrılarının baÅŸlaması gibi olumsuzluklar yaÅŸanabilmektedir.

 

 

 

Gelilşme kısıtlanması (IUGR/SGA)

 

BebeÄŸin beklenen ve büyüklüÄŸünden daha küçük olması, 10. persantilin altında olması ile tariflenir. Beraberinde nadiren bebekte genetik sorunlar olabileceÄŸi gibi, genelde böyle bir durumla karşılaşılmaz

 

BaÅŸlangıç zamanı ve bebeÄŸin etkilenmesine göre iki tip IUGR dan bahsedilebilir.

  • simetrik, erken baÅŸlangıçlı IUGR: Erken gebelik döneminden itibaren baÅŸlayan ve bebeÄŸi tüm öçümlerinde( kilo, boy, baÅŸ çevresi) aynı ÅŸekilde etkileyen geliÅŸme kısıtlanması

  • asimetrik, geç baÅŸlangıçlı IUGR: geç gebelik döneminde baÅŸlar, daha çok karın çevresi etkilenir. BebeÄŸin oksijen miktarı azalmıştır. Plasenta ile ilgili sorunlar eÅŸlik eder

 

Anneye ait nedenleri: Uterus ile plasenta arasında kan akımını azalması sonucu bebeÄŸe giden besinlerin azalması IUGR ın en önemli nedenidir.

  • Kronik hipertansiyon, preeklampsi, diyabet gibi damar sorunları yaratabilecek kronik hastalıklar bu kan akımına azaltırlar.

  • Annenin kanındaki oksijen miktarını bozacak kalp hastalıkları, anemi durumları. Sigara içilmesi

  • Dah önce IUGR bebek doÄŸurma hikayesi ( ikinci gebelikte %25 IUGR geliÅŸecaktir.)

 

Plasental nedenler: plasentanın yerleşim yeriyle ve şekliyle( plasenta previz, plasenta accreata, vs..) ilişkili problemler yetersiz uteroplasental dolaşıma neden olabileceğinden IUGR gelişimine zemin hazırlayabilir.

 

BebeÄŸe ait nedenler: genetik bozuklukluklar ( trizomi 13, 18 vs.) erken dönem fetal enfeksiyonlar( rubella, sitomegalo virus vs..)

 

Aşağıdaki durumlarda IUGR gelişme riski artmaktadır.

 

  • Annenin düÅŸük kilo alımı, gebelikte kötü beslenmesi

  • Bebekte kromozomal bozukluk

  • Sigara, alkol, uyuÅŸturucu kullanımı

  • GebeliÄŸin indüklediÄŸi hipertansiyon

  • Göbek kordonu problemleri

  • ÇoÄŸul gebelik

  • Gebelik diyabet

  • Amnios sıvısının azalması, oligohidroamnios

 

 

DoÄŸru bilinen son adet tarihi ya da erken dönem ultrason ölçümleri varlığında takiplerde yapılan ultrason deÄŸerlendirilmelerinde beklenen gebelik haftalarına göre küçük bebeÄŸin tespiti ve takipte bu küçülmenin derinleÅŸmesi durumunda tanı konulur. Tanı konulduÄŸunda IUGR tipinin belirlenmesi, amnios sıvısının takibi, fetal anomali taraması yapılması, gebelik haftasına ve fetal iyilik durumuna göre takip planı ya da doÄŸumun planlanması gerekir.

 

IUGR tanısıyla doğum kararı verildiğinde;

 

  • Sezaryen gereksinimi artabilir

  • DoÄŸumda hipoksi riski

  • Mekonyum aspirasyonu riski,

  • Hipogilsemi( düÅŸük kan ÅŸekeri), hipotermi (düÅŸük vücut sıcaklığı), efeksiyonlara karşı eÄŸilim riski,

  • Motor ve nörolojik bozuklukla karşılaşılma riskleri artmıştır.

 

Amniotik sıvı ile ilgili sorunlar

 

 

Amniotik sıvı bebeÄŸinizin yaÅŸama destek sistemlerinden birisidir. Amnion kesesinin içinde tüm gebelik boyunca bebeÄŸinizi çevreler. Kas, eklem, kol ve bacaklar, akciÄŸer ve sindirim sisteminin geliÅŸmesinde önemli rol üstlenir. Döllenmeden 12 gün gibi çok kısa bir süre sonra üretilmeye baÅŸlanır. Önce anne tarafından yapılsa da 20. Gebelik haftası civarında fetal idrar esas kaynağını oluÅŸturur. BebeÄŸi darbelerden korur, vücut ısısının korunmasını saÄŸlar, hareket etmesine izin verir, sindirim sisteminin çalışmasına ve geliÅŸmesine, sinir sisteminin geliÅŸmesine yardımcı olur. Amnios sıvısı üretilen, yutulan, ve dolaşıma katılan miktarlarla dengede tutulmaya çalışılır. Gebelik haftasına göre deÄŸiÅŸen miktarlarda olmasına karşın miada yakın genelde 500 cc kadar hacme sahiptir. ÇeÅŸitli nedenlerle miktarındaki artma ya da azalmalar çeÅŸitli problemlerin bir göstergesi olabilir.

 

Oligohidroamnios ( amnios sıvı miktarının azalması)

​

Amnios sıvısının gebelik haftasına göre olması gerektiÄŸi miktarın altında olması durumudur. Amnios sıvısının miktarı ultrasonografi ile çeÅŸitli yöntemler kullanılarak hesaplanır. Amnion sıvı indeksi <5 tir. Gebelerin % 4 ünde görülebilir.

 

Oligohidroamniosun olası nedenleri;

 

  • BebeÄŸin böbrek ya da idrar yollarıyla ilgili anomaliler

  • Plasental yetmezlikler

  • Amnion zarının açılması,

  • Miad aşımı gebelik,

  • Annenin hipertansiyon, diyabet kronik hipoksi yaratan kronik hastalıklarıdır

 

Oligohiroamnios varlığında, gebeliÄŸin zamanı önemlidir. erken gebelik haftalarında itibaren oligohidroamnios geliÅŸmiÅŸse, çeÅŸitli doku ve organların baskı altında kalmalarından dolayı ÅŸekil bozuklukları ve esas önemli olan ise akciÄŸer geliÅŸiminde bozukluklar meydana gelir, düÅŸük ya da ölü doÄŸumla sonuçlanabilir. Geç gebelik döneminde olduÄŸunda ise erken doÄŸuma, geliÅŸme geriliÄŸine, kordon sıkışması, mekonyum aspirasyonu ve sezaryan ihtimalinin artması gibi doÄŸum eylemi komplikasyonlarına neden olabilir.

 

Oligohidroamnios tedavi ve yönetimi, gebelik haftasına , durumun ciddiyetiyine göre planlanır. Yakın ultrason/ doppler ultrason ve NST takibi, bebek hareketlerinin öÄŸrenilmesi gerekmektedir. Gebelik haftasına göre miada yakın ise tetkiklerde anormallik varsa gebelik sonlandırılır. 34. gebelik haftasından önce ise tüm hekimlerin ortak yaklaşımı olarak mümkün olan en uzun süre bebek iyilik halini gözleyerek beklenebilir. Amnioinfüzyon denilen yöntemle etkinliÄŸi kanıtlanmasa da kese içerisine verilecek sıvıyla amnion sıvı miktarı arttırılabilir ve zaman kazanılabilir.

 

 

Polihidroamnios( amnios sıvısının beklenenden fazla olması)

 

Gebelik haftasına göre beklenen amnios miktarının artmış olmasıdır. Amnion sıvı endeksi >25 olmalıdır. % 1-2 oranında görülür.

 

  • BebeÄŸin amnios sıvısın yutmasını ya da barsaklara inmesini engelleyen doÄŸumsal defektler (yemek borusunun geliÅŸmemesi, vs.) ya da nörolojik sorunlar,

  • Kan uyuÅŸmazlığı

  • Annede diyabet olması

  • İkiz ikiz transfüzyon sendromunda alıcı bebek

  • %65 oranında nedeni belirsiz olarak polihidroamnios görülebilir.

 

Polihidroamnios durumu varlığında;

 

Erken membran rüptür, plasenta dekolmanı, erken doÄŸum ve erken doÄŸum tehdidi, geliÅŸme geriliÄŸi, anne karnında bebek ölümleri, sezaryen oranları ve doÄŸum sonrası atoni kanama riskleri artmıştır.

 

Takibinde ve tedavisinde yakın ultrason izlemleri, 32 haftadan küçük gebeliklerde ilaç tedavisi, bazen amniosentez benzeri bir iÅŸlemle amninos sıvısın azaltılması ve doÄŸumun gerçekleÅŸtirilmesi gerekir.

 

Gün Aşımı Gebelik (miad aşımı, postterm gebelik)

 

Standart taımlamaya göre gebelik haftasının son adet tarihine göre tamamlanmış 42 hafta ve üzerinde olmasına verilen isimdir. Ancak yapılan yen içalışmalar sorasında tamamlanmış 41 haftanın gün aşımı olarak kabul edilmesinin daha uygun olacağı ortaya çıkmıştır. Pratikte de genel olarak son adet tarihine göre belirlenen beklenen doÄŸum tarihinin en fazla10 gün geçmesine izin verilir. Gün aşımının önemi bu döneme giren bebeklerde asfiksi, mekonyum aspirasyonu perinatal ölüm gibi olumsuzluklara daha yüksek oranlarda rastlanmasıdır.

 

Gebeliklerin yaklaşık % 27’si 41 haftayı tmamlarken, 42 haftaya ise %4-9 gebeliÄŸin ulaÅŸtığuını görmekteyiz. Ultrasonıgrafi ile erken dönemde gebelik yaşının belirlenebiliyor olması, Son adet tarihindek ihatalar yüzünden hatalı tanı almış gün aşımı gebeliklerde azalma yaratmıştır.

 

Riskler:

  • DoÄŸum eylemi sırasında kalp atışı bozuklukları,

  • Amnios miktarında azalma

  • Mekonyum ile boyalu amniotik sıvı

  • APGAR skorunda azalma

  • Artmış anne karnı ve yenidoÄŸan ölüm sıklığı ( geliÅŸme geriliÄŸi olan gebeliklerde daha da artmaktadır.)

 

Miad (gün aşımı )ile takip edilen gebelerde artan riskler sonucu yakın izlem gerekmektedir. Gebelik ilerledikçe amnios sıvı miktarı azalma meydana grelir. 32-34 haftada baÅŸlayan bu azalma 40 haftadan sonra daha da belirginleÅŸir. Azalan sıvı göbek kordonuna baskı yapabileceÄŸinden fetal hipoksi artarak amnios mayinin daha da azalmasına ve fetal kalp atımlarında bozulmaya yol açar. Bu nedenle 40. Gebelik haftasından sonra ÅŸikayeti olmayan gebeler de dahil olmak üzere ultrasonografi ve NST ile gün aşırı takibin çok önemli olduÄŸu bilinmektedir. Takpler sırasında herhangi bir anaormallikle karşılaşılırsa ya da 41. Hafta aşılmışsa olası kötü sonuçlarla dah aza karşılaÅŸmak için doÄŸumun baÅŸlatılması (indüksiyon) ve gerçekleÅŸtirilmesi önerilmektdir.

​

​

Gebelik ve diyabet (şeker hastalığı)

 

Diyabet gebelikte en sık görülen tıbbi komplikasyondur. Kandaki ÅŸekeri düzenleyen insülin hormonunun eksikliÄŸi ya da hassasiyetindeki bozukluÄŸu sonucu bebek ve annenin organlarının kronik olarak yüksek ÅŸeker düzeylerine maruz kalması ile ortaya çıkar.

Gebelik öncesi tespit edildiÄŸinde pregestasyonel diyabet, ilk kez gebelik sırasında teÅŸhis edildiÄŸinde ise gestasyonel diyabet (GDM) adını alır.

Gebeliklerin yaklaşık %4’ünde GDM saptanırken pregestasyonel diabet yaklaşık 1000 gebelikte 1-3 civarındadır.

 

Åžeker hastalığı ile komplike olmuÅŸ gebelikler hem anne adayı hem de bebek için dikkatli takip edilmesi gereken riskli gebeliklerdir.

Yeterli ÅŸeker kontrolü saÄŸlanamazsa bebekte doÄŸumsal defektlerden anne karnında ölüme kadar varan önemli sorunlar oluÅŸabileceÄŸi gibi annede hipoglisemiden diyabetik ketoasidoza kadar deÄŸiÅŸen ciddi sorunlara yol açabilir.

 

Belirtileri: Her diyabetik gebede bu belirtilerin olmaması ya da şeker hastalığıyla ilişkisiz olarak olabilmesine rağmen

İdrarda şeker miktarının artması,

Aşırı susama ve aşırı acıkma,

Sık idrara çıkma

Halsizlik,

Bulantı,

İdrar yolu, vajen ve ciltte sık enfeksiyon gelişimi

Görme bozuklukları

İdrar tahlilinde şeker tespiti

 

Åžeker hastalığını düÅŸündürebilir.

 

Bazı durumlar da gestasyonel diyabet geliÅŸtirme ÅŸansı artmıştır . bilinen risk faktörleri:

Belirgin olarak fazla kilolu olmak ( BMI> 27)

Birinci derecede akrabada diyabet öyküsü bulunması

Daha önce iri bebek doÄŸurma öyküsü

İdrarda glikoz tespiti

 

Risk grubu içerisinde olan gebelere ilk vizitte, risk grubu olmayanlar ve risk grubu olup ilk taraması negatif çıkanlara 24-28. Gebelik haftalarında glikoz taraması yapılmalıdır. Tarama testinin bu haftalarda yapılmasının sebebi gebeliÄŸin plasental hormonları etkisiyle bu haftalardan itibaren insülin direnci oluÅŸturarak gestasyonel diyabete eÄŸilim yarattığı bilinmesidir.

 

Gebelerde genellikle 50 gr. glikoz yükleme testi yapılır. Sonuç belirlenen eÅŸik deÄŸerin üzerinde ise 100 gr. oral glikoz tolerans testi yapılarak tanı koyulur.

 

50 gr. glikoz taraması yapılacakken günüz herhangi bir saati seçilebilecek ve açlık durumu önemsizken 100 gr OGTT de en az 8-12 saatlik açlık ve sabah yapılması gerekmektedir.

 

Tedavide; Diyet, egzersiz ve bunlarla yeterli glukoz kontrolu saÄŸlanmazsa insülin ( son yıllarda bazı ağızdan alınan diyabet ilaçları) kullanılmaktadır.

Egzersizin ve uygun dietin önemi çok büyüktür.

 

Önemli olan yemek sonrası 1. saatteki ÅŸeker seviyesinin belirlenen deÄŸerin altında olmasının saÄŸlanmasıdır. Bu saÄŸlanamazsa iri bebek ya da diÄŸer fetal olumsuz sonuçların ortaya çıkma ÅŸansı artar. İri bebek sezaryen doÄŸum sayısını arttırabileceÄŸi gibi normal doÄŸum yapılırsa zor ve travmalı doÄŸumlar, omuz takılması gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Erken doÄŸum ihtimali de bir miktar artmış ve bebeÄŸi anne karnında ve yenidoÄŸan döneminde ölüm oranlarında da çok az yükselme olduÄŸu saptanmıştır

 

Gebelik sırasında ÅŸeker hastalığı tanısı almış hastaların doÄŸum sonrası 6. haftada kontrol edilmeleri gerekmektedir. Nadir de olsa GDM doÄŸum sonrası kalıcı olan özelliÄŸe sahiptir.

 

 

 

Gebelik ve hipertansiyon

 

Hipertansiyon eriÅŸkin bireylerin %20-30’unu etkileyen yaygın bir saÄŸlık problemi olmasına karşın gebeliklerin %5-8 kadarını etkilemektedir. Gebelik sırasında görülen hipertansiyon hem anne hem de bebek için önemli sorunlar ortaya çıkarabilmektedir.

 

Gebelikte görülen hipertansiyonu kan basıncının 140/90 mmHg’nın üzerinde olması ya da bilinen kan basıncının sistolik deÄŸerinin 30 mmHg, diastolik deÄŸerinin 15 mmHg üzerine çıkması olarak tanımlanır. 4 –6 saat aralıklı en az iki ölçüm bu sonuçları vermelidir.

 

 

 

Hipertansiyon geliÅŸme riskini arttıran faktörler

 

  • İlk gebelik,

  • Annesinde yada kardeÅŸinde gebelik hipertansiyou olanlar

  • ÇoÄŸul gebelik,küçük anne yaşı ve 35-40 yaşın üzerinde gebelik

  • KaraciÄŸer , böbrek hastalıklarının varlığı


 

Hafif preeklampsi: : tansiyon yüksekliÄŸi, ödem , idrarda protein olması

Ağır preeklampsi : baÅŸ aÄŸrısı, görmede bulanıklık, parlak ışığa tahammülsüzlük, yorgunluk, bulantı, kusma, az idrara çıkma,karnın saÄŸ üst bölümünde aÄŸrı,kısa nefes aralıkları,

 

Bu ÅŸikayetlerle karşılaşırsanız mutlaka doktorunuzla görüÅŸün

 

 

Hipertansiyonu iki bölümde inceleyebiliriz.

 

  • Kronik hipertansiyon: Gebelikten önce var olan ve devam eden hipertansiyon

 

  • GebeliÄŸin ortaya çıkarttığı hipertansiyon(PIH): gebelik öncesinde olmayan ve gebelikle beraber ortaya çıkan hipertansiyon. Bu durum sadece hipertansiyon bulgusuyla devam edebileceÄŸi gibi, ödem ve proteinürinin eÅŸlik ettiÄŸi preeklapmsi, konvülzyonun ilave olmasıyla eklampsi ÅŸekline de dönüÅŸebilir.

 

 

GebeliÄŸin ortaya çıkardığı hipertansiyon genelde 20. gebelik haftasından sonra ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle erken gebelik kontrolleri sırasında yapılan tansiyon ölçümlerinin deÄŸeri bize kronik hipertansiyonun varlığı hakkında bilgi verir. Üzüm gebeliÄŸi, çoÄŸul gebelikler gibi durumlarda erken haftalarda da tansiyon yükselebilir, dikkate alınmalıdır. Kronik hipertansiyon varlığında, bebekte geliÅŸme geriliÄŸi, plasenta dekolmanı, erken doÄŸum, gestasyonel diyabet, hipertansiyona eklenmiÅŸ preeklampsi olma ÅŸansı yüksektir. Hem anne hem de bebek kronik hipertansiyonu olan gebelikte özenle takip edilmelidir.

 

Gebelik sırasında ortaya çıkan hipertansiyon, sadece tansiyon yüksekliÄŸi ile seyredebilir. Ancak proteinüri ve ödeminde eÅŸlik ettiÄŸi tabloya preeklampsi adı verilir. Preeklempsi ciddi bir tablodur ve gerçek tek tedavisi doÄŸumdur.

 

Preeklampsi gebeliklerin yaklaşık % 2-3’ünde görülür. Olmazsa olmaz bulguları hipertansiyon ve protienüridir. 24 saatlik idrarda 300 mg’ın üzerinde protein bulunması preeklampsi tanısı için anlamlı proteinüri olarak deÄŸerlendirilir. Ödem her hastada olmayabileceÄŸi gibi preeklampsisi olmayan gebelerde de görülebileceÄŸinden dikkatli deÄŸerlendirilmesi gereken bir bulgudur.

Eklampsi ise, preeklamptik gebelerde görülen sara benzeri kasılmalarla (konvülzyon) seyreden anne ve bebek hayatı için çok önemli riskler taşıyan bir tablodur.

 

Kronik hipertansiyonun takip ve tedavisi sırasında antihiprtansif ilaçlar kullanılır ve bebekte geliÅŸme geriliÄŸi ve diÄŸer gebelik problemleri açısından takip edilir.

 

Preeklampside ise hastalığın ağırlığına göre ayaktan tansiyon takibi gerektiÄŸinde tedavisi ve bebeÄŸin iyilik hali takibi yapılabileceÄŸi gibi, ağır preeklmpsi de mümkün olduÄŸu kadar çabuk doÄŸum planlanır. Ağır preeklampsi, eklampsi durumları yoÄŸun bakım ünitesi olan hastane koÅŸullarında takip ve tedavi edilmelidir.

 

 

Plasenta Previa

Plasentanın rahim içerisinde normalde yerleÅŸmesi gereken tepe bölgeleri yerine alt segmente yerleÅŸmesi ve doÄŸum yolunu kısmi ya da tam olarak kapaması durumudur. GebeliÄŸin son döneminde hem bebek hem de anne adayını hayati tehlikeye sokabilecek ÅŸiddete kanamalara neden olabilecek ciddi bir gebelik komplikasyonudur. %0.5 (200 gebelikte bir) gibi bir oranda görülür. Kanamanın en önemli özelliÄŸi aÄŸrısız olmasıdır. DoÄŸum yoluna yerleÅŸen plasenta özellikle son trimestirde uterus alt segmentinn incelmesine baÄŸlı olarak etkilenerek yerleÅŸtiÄŸi yerden kanamaya baÅŸlar, henüz kasılmalar baÅŸlamadığı için damarlar kapatılamaz ve kanama devam eder.

​

​

​

​

​

​

 

 

 

 

 

 

 

Plasenta previa uterus içerisinde yerleÅŸtiÄŸi yere göre üç farklı gruba ayrılır.

  1. Total plasenta previa: plasentanın herhangi bir bölümü rahim aÄŸzı iç deliÄŸini( internal servikal os) tamamen kapamıştır. Plasenta previaların %20- 40’ını oluÅŸturur.

  2. Kısmi plasenta previa: internal servkal osu kımen kapamıştır. Previaların %30 unu oluşturur.

  3. Marjinal plasenta previa: plasentanın herhangi bir kısmı alt segmente yerleşmiş, ve aşağı uzanmaktadır ama internal osu kapatmamıştır

 

Plasenta precvianın gerçek nedeni bilinmemekle berabe bazı risk faktörleri bilinmektedir:

 

  • geçirilmiÅŸ sezaryen,

  • anne yaşının ileri olması,

  • paritenin fazlalığı( çok sayıda doÄŸum yapmış olma)

  • daha önce previa hikayesi... bunlar arasındadır.

 

İkinci trimestrde ultrasonografi yardımıyla dah yüksek oranlarda plasenta previa tanısı konulsada 3 trimestire doÄŸru plasenta kısmen yukarı çekileceÄŸinde n bu oran azalık . bu sebeple plasenta previa tanısı 24 . haftadan sonra konulması gereken bir tanıdır.

Klasik belirtsi 2. Trimestr ya da son dönemde görülen aÄŸrısız vajinal kanamadır. Hen anne hem de bebek için riskli olabilecek bu kanama hızla deÄŸerlendirilmeli, annenin klinki durumu bebeÄŸin haftası ve geliÅŸmesi deÄŸerlendirilrek tedavi edilmelidir. Kanaması olan plasenta previalı hastanın izlemi mutlak hastanede yapılmalı, bebek küçükse, kanama durmuÅŸsa, kansızlık yoksa, hasta kıs sürede hastaneye ulaÅŸabilecekse takipler evde yapılabilir. Aksi takdirde doÄŸuma kadar hastane ÅŸartlarında izlenmelidir. DoÄŸum ÅŸekli sezaryendır.

 

Plasenta previalı hastalarda , plasentanın bir yerleÅŸme kusuru olan ve plasenta çıkartılırken önemli sorunlar çıkartıp kontrol edeilemez kanamalara bile yol açan plasenta accreta sık görülür. bu durumda rahimin alınmasına kadar giden süreçler yaÅŸanabilir. Buna hazırlıklı olunmalı ve sezaryen öncesi kan hazır bulundurulmalıdır.

 

Plasenta previa tanısı aldıysanız ve takip sürecinde iseniz, en ufak kanamada bile hastaneye baÅŸvurun, cinsel iliÅŸkiden ve yoÄŸun aktivitelerden kaçının, kan ihtiyacı olabileceÄŸinden size kan verebilecek yakınlarınızın bilgilerine sahip olun ve hekiminizle paylaşın.

 

 

Plasenta dekolmanı (ablasyo plasenta)

 

Gebelik son döneminde görülen kanamaların en önemli nedenlerinden birisidir. Plasentanın normal ayrılması gereken zamandan, yani doÄŸumdan önce rahim duvarından ayrılmasıdır. AÄŸrılı kanamaya neden olur. Plasenta, bebeÄŸi besleyen yapı olduÄŸundan doÄŸumdan önce ayrılması bebeÄŸin beslenmesi ve oksijenizasyonunu bozacağından bebek ölümleri ve kanamdan dolayı anne ili iliÅŸkili önemli sorunlara neden olabilir. Gebeliklerin yaklaşık % 1 ‘inde görülür.

 

 

 

Ayrılmanın ÅŸiddetine göre dekolman hafif, orta, ağır aolarak sınıflanabilir.

 

Hafif : hafif kanama, uterusta hassasiyet, anne ve bebeÄŸin yaÅŸamsal bulguları normal, normal fibrinojen seviyeleri (dekolmanların yaklaşık %40’ı).

 

Orta: hafif/orta ÅŸiddete kanama, uterus sürekli kasılmış ve aÄŸrılı, anne kan basıncı ayakta düÅŸer, nabız artmıştır. Fibrinojen seviyesi azalmaya baÅŸlamıştır. Fetal kap atışlarında bozulmalar vardır (dekolmanların %45’i).

 

Ağır: kanama orta/ÅŸiddetli, uterus sürekli kasılmış ve aÄŸrılı, anne yaÅŸamsal fonksiyonları bozulmuÅŸ, fetal ölüm görülebilir. fibrinojen iyice düÅŸmüÅŸtür. DiÄŸer pıhtılaÅŸma bozuklukları da görülebilir (dekolmanların % 15’i).

 

Risk faktörleri:

 

Paritenin ( doğum sayısının) fazla oluşu,

Daha önceden dekolman yaÅŸanmış olması, ( %15 tekrarlama riski vardır)

Hipertansiyon hikayesi,

Sigara, kokain kullanımı, kötü beslenme vekoriyoamniyonit varlığı

Karın bölgesine olan travmalar( trafik kazası,vs.)

Uterus yapısal bozuklukları ....sayılabilir.

​

Belirtileri:

  • aÄŸrılı vajinal kanama ( %20 vakada kanama olmayabilir)

  • uterus hassaisyeti, sertleÅŸme, kasılma

  • karın aÄŸrısı

  • fetal iyilik halinin bozulması

 

tanı esas olarak klinik bulgularla konulur. %50 vakada ultrasın yardımcı olmaz. Vakaların yarısında annede hipertansiyon eÅŸlik eder. Hipertansif olduÄŸu bilinen hastada normal ya da düÅŸük tansiyon kan kaybını akla getirmelidir.

 

Kanamanın fazla olması annede pıhtılaÅŸma bozuklukları ve en sonunda yaygın damar içi pıhtılaÅŸma(DIC) denilen çok ciddi bir duruma ulaÅŸabilir.

 

Tedavisi, kanamanın ÅŸiddeti,anne ve bebeÄŸin durumuna baÄŸlıdır. Gerçek en etkili tedavi doÄŸumun gerçekleÅŸtirilmeisidir . Bebek yaşıyorsa, gerekiyorsa hemen sezaryen yapılabilir. Bebek yaÅŸamıyorsa DIC tablosu seyri açısından sezaryan öncesi hastanın genel durumunu ve pıhtılaÅŸma tablosunu düzeltmek için medikal müdahaleler doÄŸum sırasındaki kanama komplikasyonları azaltır.

 

 

Makat GeliÅŸ

 

DoÄŸum zamanından birkaç hafta önce bebeklerin büyük çoÄŸunluÄŸu doÄŸum pozisyonunu almıştır ve normalde doÄŸum kanalına başını yöneltmiÅŸtir. Bazı durumlarda bebek doÄŸum kanalına anormal olarak kalçası veya bacaklarıyla girmektedirç. Makat geliÅŸ adı verilen bu durum miadında gebelerin %3-4`ünde gözlenir.

 

Saf makat geliÅŸi: Her iki bacak gövdenin yanından yukarı doÄŸru uzanacak ÅŸekilde kalçadan kıvrılmıştır, dizler tam açıktır. BebeÄŸin ayakları başının yanında ve doÄŸum kanalına sadece poposuyla girmektedir. En sık görülen tiptir.(%70)

 

Tam makat geliÅŸi: makatın yanında ayakları bulunmaktadı. Bavaklar kalçadan ve dizlerden kıvrılmıştır. ( baÄŸdaÅŸ pozisyonuna benzer). Tam olmayan makat geliÅŸinde bir ayak yukarı doÄŸru uzanmış diÄŸeri tarif edildiÄŸi ÅŸekildedir.

 

Tam ayak geliÅŸi: en önde her iki ayak doÄŸum kanalına girmektedir. Tam olmayan ayak geliÅŸinde ise sadece bir ayak önde gelmektedir.

 

Makat geliÅŸin nedenleri:

Rahim ÅŸekil bozuklukları, rahim içerisinde yer kaplayan lezyonlar (MYOM) , plasenta previa varlığı, amnion sıvı miktarının çok ya da az olması, fetal anomaliler, çoÄŸul gebelik, geliÅŸme geriliÄŸi, kısa göbek kordonu, erken doÄŸum, ilk gebelik, arka arkaya makat doÄŸum hikayesi... olarak sayılabilir

 

DoÄŸum ÅŸekli

 

Günümüzde makat doÄŸumlarda sezaryen ilk tercih gibi görülmektedir. Makat normal doÄŸumlarda karşılaşılan doÄŸum travmalarının bebek ve anne üzzerindeki etkilerinin sezaryena göre daha fazla olması bu sonucu doÄŸurmuÅŸtur.

 

Makat geliÅŸ olan gebelerde normal doÄŸumu deneyebilmek için:

Miadında gebelik olmalıdır

Doğumu zorlaştıracak anneye yada bebeğe ait bir anomali olmamalıdır

Fetal ağırlık 2000-4000 gr. arasıda olmalıdır

Fetal boyun geriye doÄŸru açık (defleksiyon) olmamalıdır

Saf makat gelişi olmalıdır

Doğum eylemi kendiliğnden başlamış ve devam ediyor olamalıdır

Makat doÄŸum konusunda tecrübeli bir ekip olmalıdır.

 

 

 

Gebelik ve tiroid hastalıkları

 

Tiroid üreme çağında ortaya çıkan problemlerde en çok araÅŸtırılan endokrin organlardan biridir. Bu araÅŸtırmalar sonucunda belirlenen problemler genellikle endokrin hastalıkları uzmanlarıyla beraber deÄŸerlendirmek gerekmektedir. Gebelik süresince de tiroid fonksiyonları deÄŸiÅŸkenlik gösterebilir. SaÄŸlıklı bir gebelik süreci geçirmek, anne adayının ve bebeÄŸin tiroid bozukluklarından etkilenmemesi için gebeliÄŸin tamamında tiroid fonksiyonlarının normal olması gerekmektedir.

 

Hipertiroidi ( tiroid hormonlarının artması)

Tüm gebeliklerin yaklaşık 1000 de 1-2 sinde görülmektedir. Büyük oranda Graves hastalığı (%90) tiroid nodülleri, subakut tiroid enfeksiyonları, hiperemezis gravidarum ve mol gebeliÄŸi neden olmaktadır.

Sinirlilik, titreme, terleme, çarpıntı, taÅŸikardi, sıcaÄŸa tahnmülsüzlük, kilo kaybı, uykusuzluk, hipertansiyon gibi belirti ve bulguları olabilir.

Gebelik sırasında tedavi edilmeyen hastalarda erken gebelik kayıpları, erken doÄŸum, preeklampsi, kalp yetmzlÄŸi gibi anneye ait problemler dışında yenidoÄŸanda hipertiroid, prematürüte ve geliÅŸme geriliÄŸi görülebilir.

 

Tedavisinde tiroid fonksiyonlarını baskılayan antitroid ilaçlar verilebilir. Önemli olan tirod hormon düzeylerini normal sınırlarda tutmak ve yeni doÄŸanı olası hipotiroidi açısından deÄŸerlendirmektir. Radyoaktif iyot (I131) tedavisi özellikle gebeliÄŸin 10. Haftasından sonra yapılmaz. Gebelik varlığı bilinmeden yapılan radyoaktif iyot tedavisi varlığında gebelik 10 .haftadan büyükse gebeliÄŸin sonlandırılması gerekmektedir. Medikal tedavi ile tedavi edilemeyen hipertiroid vakaları bası semptomları da oluÅŸturuyorsa ikinci trimestrde cerrahi olarak tedavi edilebilir.

 

Hipotiroidi (tiroid hormonlarının azlığı)

 

Gebelikte klinik vermeyen hiptiroidi yaklaşık %2.5 oranında görülmektedir. İyot eksikliÄŸi olan bölgelerde (karadeniz) daha sık karşılaşılabilir. belirti vermeyen hipotiroid rutin tetkiklerde TSH hormonunun yüksekliÄŸi ile saptanır. Bariz hipotroidi ise temelde gebe kalmayı da engelleyeceÄŸi için gebelik sırasında 100 de 1-3 gibi oldukça nadir görülür. Tiroid hormon yetersizliÄŸinin hormon düzeyine göre anne ve bebek üzerinde önemli etkileri vardır. Bu etkiler arasına tekrarlayan düÅŸükler, erken gebelik kayıpları, preeklampsi, dekolman plasenta, düÅŸük doÄŸum ağırlığı ve anne karnında bebek ölümü en ciddi olanlarıdır.

En sık karşılaşılan nedeni Hashimato tiroditi denilen otoimmun tiroid enfeksiyonudur.

Tedavisinde tiroid hormonu içeren ilaçlar verilir hedeflenen TSH seviyesine ulaşılana kadar doz arttırılır ve gebelik süresince tiroid hormonları normal düzeylerde tutulmaya çalışılır.

 

Gebelik Kolestazı (intrahepatik kolestaz)

 

Hafif sarılık ve ÅŸiddetli kaşıntı ile karakterize daha çok 3. Trimestrde görülen karaciÄŸer içerisinde safra birkimi sonucunda gelilÅŸen bir tablodur. 1000 de 1 ile 10000 de bir gibi geniÅŸ bir aralıkta görülür. Daha çok geceleri artan avuç içi ve ayak tabanını da içine alan kaşıntı ÅŸikayeti mevcuttur. Tablo ÅŸiddetlendikçe kaşıntı devamlı bir hal alır, gece uykudan bile uyandırabilir. Yaklaşık 2 hafta sonra olguların %20-50’sinde klinik olarak sarılık görülür, çok ÅŸiddetli deÄŸildir, doÄŸuma kadar devam eder. Kaşıntı sarılıkla beraber kötüleÅŸebilir. İdrar koyulaÅŸabilir, dışkının rengi açılabilir, yorgunluk, iÅŸtahsızlık geliÅŸebilir. Nadiren ciddi depresyon, saÄŸ üst kadran aÄŸrısı ve bulantı eÅŸlik eder. Åžikayetler doÄŸumdan 2-7 gün sonra azalmaya baÅŸlar.

 

Bazı labatratuar bulgularında deÄŸiÅŸiklik olur. Alkalin fosfataz (ALP)sıklıkla normalin 5-10 katı, direkt bilirubin (5 mg/dl yi geçmez), serum safra asitleri sıklıkla normalin 10 katı (kenodeoksikolik asit, kolik asit), serum transaminazları, SGOT-SGPT normalin 5-10 katı kadar artmıştır.

 

Kolestaz anne için çok ciddi riskler oluÅŸturmamasına karşın erken doÄŸuma, (kolestazlı gebelerin %44’ 37 haftadan önce doÄŸum yapar) kanamalara ve fetal distrese neden olabilir.

Tedavide kaşıntı hafifse ılık duÅŸ iÅŸe yarayabilir. Kremler ve losyonlar ÅŸikayetleri azaltabilir. Ancak kesin tedavisi doÄŸumdur. KaraciÄŸer fonksiyonları bozulabileceÄŸi için K vitamininde azalmalar olabilir, bu sebebeple K vitamin tedaviye eklenebilir. Åžiddetli olgularda karaciÄŸerin safra asitlerini uzaklaÅŸtırmasını arttıracak ilaçlar kullanılabilir. İki haftalık aralıklarla fetusun takibi, erken doÄŸum olasılığı nedeniyle akciÄŸer geliÅŸimin hızlandırmak kortikosteroid uygulanması gerekebilir.

 

Gebelik kolestazın bir sonraki gebelikte de görülme riski artmıştır.

 

Gebelik ve anemi

 

Gebelikte en sık görülen anemi (kansızlık) demir eksikliÄŸi anemisidir. Anemi, kan hemoglobin deÄŸerinin gebelikte 1. Ve 3. Trimestrde 11 mg/dl, 2. Trimestrde 10.5 mg/dl ‘nin altına inmesi olarak tanımlanır.

 

En önemli kansızlık nedenleri; gebeliÄŸin fizyolojik deÄŸiÅŸikliklerine baÄŸlı olarak demir gereksiniminin artması ve beslenme eksikliÄŸi, sosyo ekonomik koÅŸulların yetersizliÄŸi,sık doÄŸum ve düÅŸükler, parazit enfeksiyonlarının sıklığı, barsaklarda geliÅŸen emilim bozuklukları gibi sebeplerle demir depolarının yetersiz olması ve bu gereksinimin karşılanamamasıdır.

 

Kansızlık varlığında ;

Yorgunluk, halsizlik, iÅŸtahsızlık, baÅŸ aÄŸrıs, çarpıntı, saç dökülmesi ,kulak çınlaması, baÅŸ dönmesi , nefes darlığı uyku sorunları, dudak içi, avuç içi, göz kapağı iç kısmındaki mukozalarda solukluk gibi ÅŸikayetler oluÅŸabilir.

 

Bebek için ise ölü doÄŸum, erken doÄŸum, düÅŸük doÄŸum ağırlığı gibi sorunlara yol açabilir.

 

Kansızlığın tanısı için kan tahlili yapılmalı, kan mikroskopta incelenmelidir.

 

Gebelere kansızlıkları olmasa da 16. Haftadan sonra demir desteÄŸi verilmesi kansızlık geliÅŸimin engellemektedir. En geç 20. Haftaya kadar günlük 60 mg elementer demir desteÄŸi ile önleyici tedavi baÅŸlamalıdır.

 

Anemi var ise , amaç depoların doldurulması ve aneminin düzeltilmesidir. Günlük 200 mg elementer demir, demirden zengin önerilir.

 

Gebelikte et, balık, tavuk, yumurta, karaciÄŸer, dalak, böbrek vb. sakatatlar ceviz, badem gibi kuruyemiÅŸler, üzüm (pekmez), kayısı, erik, pestil ve benzeri kurutulmuÅŸ meyveler, kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya vb. kurubaklagiller, pekmez ,tahin, susam ve yeÅŸil yapraklı sebzeler demir yönünden zengin yiyeceklerdir. Günlük beslenmede sık tüketilmesinde yarar vardır.

 

Demirden zengin yiyeceklerle birlikte C vitamini kaynağı domates, biber, maydanoz, kıvırcık gibi taze sebze ve portakal, greyfurt, çilek gibi meyvaları alması demir emilimini artırarak kansızlığa engel olur

 

Buna karşın, demir ilaçları aınırken antiasit ilaçlar, süt ve süt ürünleri, yumurta, bazı antibiyotikler, çay ve kahve gibi besin maddeleri tüketilirse demir emilimi azalabilir.

 

Demir depoları bu tedaviyle doldurulduktan sonra tedavi en az 3 ay devam etmelidir.

EMR(suların erken gelmesi)
Servikal Yetmezlik
GeliÅŸme GeriliÄŸi /IUGR
Amniotik Sıvı Sorunları
Miad Aşımı
Gebelik ve diyabet
Gebelik ve hipertansiyon
Plasenta Previa
Plasenta Dekolmanı
Makat GeliÅŸ
Gebelik ve Tiroid Hast.
Gebelik Kolestazı
Gebelik ve anemi
serklaj
gebelik ve diyabet
gebelik ve hipertansiyon
Marjinali Plasenta Previa
Parsiyel Plasenta Previa
Total Plasenta Previa
Dekolman Plasenta
Makat geliÅŸ ÅŸekilleri

Ara

+905326594323

Email 

Takip Et

  • Instagram

mdburcin@gmail.com

+90 532 6594323

  • Youtube
  • Instagram
Happy Baby

Op. Dr. Burçin Demirel

Web sitesinde yer alan içeriklerin tamamı bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi yöntemleri için mutlaka doktorunuza baÅŸvurunuz.

bottom of page